29 Nisan 2010 Perşembe

Senegal mi?

Senegal'de dört aydır bulunuyorum ve inşallah temmuz başında Ankara'ya dönüyorum. Normal şartlar altında Ankara'ya dönecek olmaktan dolayı mutluluk duyacak tıynette bir insan değilim. Ankara'dan tiksiniyorum. Ama Türkiye'yi de özledim.

Senegal'de görevim gereği genelde başkent Dakar'da bulunuyorum.

Bu arada, Türkmence'de (Türkmenistan'da konuşulan dil) Kuzey Afrika'ya Demirgazyk Afrika dendiğini biliyor muydunuz? Neden demirkazık? Neden?

Konumuza dönersek, Senegal, Batı Afrika'da bulunan bir devlet. Eski bir Fransız kolonisi. Resmi dilleri Wolof dili ve Fransızca. Kolonizasyonun en bariz zararlarını yaşamış, darbelerini yemiş bir ülke. Haritaya bakarsanız nedenini anlarsınız. Ülkenin tam ortasında, sanki bir cerrah ameliyatta neşter vurup da boydan boya kesmiş gibi ülkenin ikiye ayrıldığını, Gambiya nehri boyunca daracık bir şeridin Gambiya adı altında başka bir devlete ait olduğunu göreceksiniz.

http://eo.wikipedia.org/wiki/Senegalo adresindeki haritaya bakınız.

Çünkü Gambiya'yı Britanya, Senegal'i de Fransa kolonileştirmiş. Post-koloni dönemde de bu sınırlar milli sınırlara dönüşmüş.

Ülkenin nüfusu 13 milyon. Yaklaşık 4 milyon insan başkent Dakar'da yaşıyor. Dakar aynı zamanda Afrika kıtasının en batı noktası. O kadar batıda ki, İrlanda buranın doğusunda kalıyor. İzlanda ile meridyen kardeşliği yapıyor.

Eh, bir de güneyde olunca, kaçınılmaz olarak, iklim tropikal oluyor. Ama öyle yılın tamamı yağmurlu, "Domates, Biber, Patlıcan" şarkısının klibindeki gibi bir tropikal değil. Musonsu tropikal. Yılın 9 ayı yağmur yok. Sonraki üç ay şakır şakır. Hava 40 dereceyi nadiren geçiyor; 15 derecenin altına hiç inmiyor. 15 derecede Senegalliler donup ölüyor "soğuktan".

Atlas Okyanusu kıyısında; karşı sahil Guatemala ve Meksika'nın güneyi oluyor.

Trafik berbat; yol az ve dar; trafik kurallarına uyan yok. Dakar dışına çıkmak işkence. Hele hele Rufisque (Rüfisk) diye bir yer var ki, ben diyim Maslak, siz diyin köprü trafiği. 20 kilometrelik yolu üç saatte gitmişliğimiz var.

Dakar'ın her tarafında şahin ve akbaba bulunuyor. Ayrıca kertenkele de çok.

Dakar'a THY haftada üç defa uçuyor. Eskiden Sao Paulo uçakları burada aktarma yapardı. Şimdi o hattı ayırdılar; Brezilya'ya doğrudan uçuş koydular.

Senegal fakir bir ülke ve bunu her an hissedebiliyorsunuz. Fakirlikle zenginlik dip dibe. En zengin semtte, Corniche'in bir arka sokağında pahalı bir villanın yanında tahta barakalarda insanlar 7 kişi 12 metrekarelik yerde yaşamaya çalışıyorlar. Çoğu insan et yüzü göremiyor; komşusu zengin ise villanın bahçesinde koyun besliyor. Her taraf muz ağacı dolu; yıl boyu meyve veriyor. ama insanlar muz alacak paraya sahip değil.

Yine de bu olumsuzluklara rağmen Senegal iç savaş ve darbe yaşamamış bir ülke. 1960'ta bağımsız olmuş. Türkiye bile o tarihten bu yana iki darbe ve üç muhtıra görmüşken Senegal'in bunları yaşamamış olması takdir edilesi bir durum. Şiddet olayları ülkede çok az. Zaten insanlar gayet sakin ve barış yanlısı.

Senegal'in bütün komşuları ise, tam tersine iç savaş, darbe, yoğun şiddet olayları gibi türlü beladan başını alamamış ülkeler. Mali, Moritanya, Gambiya, Gine Bissau, Gine Conakry komşuları.

Ama bana insanların dediği şu: Senegal'de pirinç arzını iki hafta durdur, şiddetin alasını gör. "Take but rice away, and hark what discord follows."

Burada birçok Avrupalı yaşıyor. Yardım kuruluşu kaynıyor Dakar. Kore, Amerika, Kanada, Japonya.... Tabii bir de Çinliler var. 1000 kadar Çinli bulunuyor. Her taraf Çin malı dolu.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder